TÜRKİYE YERLİ ELEKTRİKLİ OTOMOBİL DE ÜRETEBİLİR

TÜRKİYE YERLİ ELEKTRİKLİ OTOMOBİL DE ÜRETEBİLİR

07 Eylül 2011 1 Yazar: ElektrikliOto

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yerli otomobil üretimi konusunda Otomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) hazırladığı raporun, 15 Eylül tarihinden sonra kendileri ile paylaşılmasını beklediklerini belirterek, “Raporu aldıktan sonra üretimle ilgili

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yerli otomobil üretimi konusunda Otomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) hazırladığı raporun, 15 Eylül tarihinden sonra kendileri ile paylaşılmasını beklediklerini belirterek, “Raporu aldıktan sonra üretimle ilgili süreci başlatmış olacağız ve istekli üreticilerle biraraya geleceğiz” dedi. -TÜBİTAK VE TÜBA için yapılan, “orası ele geçiriliyor” tartışmalarını aceleci bulan Ergün, “Cumhuriyetimizin bilim adamına ihtiyacı vardı. İster solcu, ister sağcı, isterse liberal olsun Türkiye’ye katabileceği değerler varsa, o bilim adamının önü sonuna kadar açıktır” yorumunu yaptı.

İSTANBUL (ANKA) – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yerli otomobil üretimi konusunda Otomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) hazırladığı raporu beklediklerini belirterek, “15 Eylül’den sonra raporu alınca üretimle ilgili süreci başlatmış olacağız ve istekli üreticilerle biraraya geleceğiz” dedi. Ergün Türkiye’nin trend doğrultusunda elektrikli otomobil de üretebileceğini bildirdi.
Bakan Ergün, Türkiye’nin üretim gücünü 737-740 milyar dolara çıkardığını söyledi. Böyle bir Türkiye’nin hedef koyabilen bir noktaya geldiğini kaydeden Ergün, bu noktada 2 trilyon dolar üretim yapabilir, işsizliği yüzde 5’in altına çekebilir, enflasyonu ise yüzde 5’in altına indirip, oralarda tutabilir bir potansiyele sahip olduğunun altını çizdi. Hükümetin 2023 yılında ihracat hedefini 500 milyar dolar olarak belirlerken, CHP’nin bu hedefi 650 milyar dolar olarak açıkladığına dikkat çeken Ergün, “Bu hedefler gerçekçi hedefler olarak görülüyor” dedi. Türkiye’nin mali disipline uyan, borç ödeme kabiliyetini ispat etmiş, risk primleri azalan, kredi notunun da sürekli yükseldiği bir ülke haline geldiğine vurgulayan Ergün, bu hedefleri gerçekleştirmek üzere yeni döneme başladıklarını kaydetti.

-“ANAYASA İÇİN MECLİSTE “UZLAŞMA KOMİSYONU’ OLUŞTURULABİLİR”-

Anayasa konusunda tüm kesimlerin görüşlerini almak istediklerini belirten Ergün, Anayasa konusunda siyasi partilerle de uzlaşmanın sağlanması için meclis açıldığında, “Uzlaşma Komisyonu” oluşturulabileceğini söyledi. Ergün, “Biz metni birlikte oluşturalım, çerçeveyi birlikte yapalım diyoruz. Her grubun eşit üye hakkı olsun. Bence Anayasa metninin yüzde 70’inde hemen uzlaşılır. Kalan yüzde 30’u tartışırız, yüzde 5-10’luk bölümü köklü tartışmalara girecek konular olur. O da bir yıl sürebilir. Bir Anayasa yapıp da, 30 sene onu tartışacağımıza, 1-1.5 yol onu tartışalım ama kalıcı bir Anayasa olsun ve bizi 100 yıl götürsün. Hiç olmazsa bu Anayasa’yı baştan ciddi tartışılmış bir ortamda yapalım” dedi.
Anayasa’da yatırım ortamının iyileştirilmesinden, özelleştirmelere ve yargı mekanizmasına kadar birçok konunun iyileştirilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Ergün, yargı mekanizmalarının iyileşmemesi nedeniyle bazı özelleştirmeleri yapamadıklarını kaydetti. İzmir Limanı’nı buna örnek gösteren Ergün, “Burada 1 milyar 300 bin dolar fiyat bulmuştunuz. Danıştay’da 3 ayda çıkacak karar, 3 yılda çıkmasından dolayı iş uzadı. Sonrasında kriz olduğu için o kişi finansmanı bulmakta zorlandı ve almaktan vazgeçti. İzmir Limanı özelleştirilemedi” dedi. ÇED raporlarında da yargının sonda değil, başta olması gerektiğini savundu.

-“TÜBİTAK VE TÜBA ELE GEÇİRİLİYOR TARTIŞMALARI ACELECİ OLDU”-

TÜBİTAK ve Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) siyasi denetim altına girdiği tartışmalarına da yanıt veren Ergün, bir kişinin istediği kadar solcu, sağcı olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin bilim adamlarına ihtiyacı olduğunu ve TÜBA ile TÜBİTAK’da bilim adamlarına akademik özgürlüklerin sağlanacağını söyledi.
TÜBA ve TÜBİTAK için yapılan, “orası ele mi geçiriliyor” tartışmalarını aceleci bulan Ergün, “Aslında akademisyenlerimizin TÜBA’da ne kadar özgür çalışabileceklerinin görüleceğini söyleyebilirim. Bazen özerklikler öne çıkartılıyor, özgürlükler geri plana itiliyor. Özerlik ve özgürlük her zaman yan yana durmuyorlar. Özerklikler, özgürlüğün en büyük kısıtlayıcısı olabiliyor. Akademik özerklikte özgürlük esastır. Bu açıdan TÜBA ve TÜBİTAK’da akademik özgürlük bilim adamlarımıza sağlanmış olacaktır” dedi.

-“CUMHURİYETİMİZİN BİLİM ADAMLARINA İHTİYACI VARDI”-

Bilimsel özgürlük konusunda Fransa ve Rusya devrimlerinden örnekler veren Ergün, Fransa devrimi sırasında idama mahkûm edilen bir bilim adamına mahkemenin, “Fransa’nın bilim adamına ihtiyacı yoktur” sözüne atıfta bulunarak, “Bizim Cumhuriyetimiz’in bilim adamlarına ihtiyacı vardır. Hiç bir çalışmanın zayi edilmesine lüksümüz yoktur. Kenarda kalmış her bilim adamının fikri, bilimsel çalışması önemlidir. Bir bilim adamı istediği kadar solcu, istediği kadar sağcı, istediği kadar liberal olsun, ne olursa olsun bilim adamıyla bu ülkeye katabileceği birşeyler varsa, onun önü alabildiğine açıktır. TÜBİTAK’ta teknolojik araştırmalara ağırlık verilerek, teknolojiyi ticarete dönüştürmeyi, böylece oradan çıkan teknolojinin sanayi çarklarından geçmesini ve Türkiye’nin ileri teknolojili ve katma değerli ürünlerin üretilmesini hedefliyoruz. O nedenle iki kurumu da zenginleştirmeyi hedefledik, başka bir nedeni yoktur” dedi.

-2012’DEN İTİBAREN HER YIL 500 KİŞİYİ DESTEKLEYECEĞİZ”-

KOSGEB’de girişimcilik eğitimi alanların sayısının geçen 10 yılda 6 bin olurken, 2010 yılında bu rakamın 12 bin kişiye yükseldiğini söyleyen Ergün, bütün üniversitelerde bazen seçmeli bazen zorunlu girişimcilik dersi konulduğunu, bu yıldan itibaren her üniversitede girişimcilik yarışmaları düzenleneceğini söyledi. Bu yarışmalarda dereceye giren üç öğrenciye ödül verileceğini dile getiren Bakan Ergün, “Eğer işlerini kurup girişimci olurlarsa, maddi olarak da destekleyeceğiz. 100 bin TL’ye kadar başlangıç sermayesi olarak destek sağlayacağız. Bunun yaklaşık 30 bin TL’si hibe olacak, 70 bin TL’si 4 yıl vadeli, 2 yıl ödemesiz olmak üzere faizsiz kredi olacak” dedi.
Girişimciliği desteklediklerini vurgulayan Bakan Ergün, üniversiteli bir gencin, “benim yeni bir fikrim var, onu ticaretleştirmek istiyorum” dediği zaman yarışmadan geçmesi gerektiğini ve fikir ticarete dönüşülebilir bulunduğu taktirde 100 bin TL hibe verildiğini anımsatarak, “İsterse batırsın, önemli değil. Önemli olan o çocuğun kafasında ticarileştirmeye yönelik bir fikir var. Biz onun fikrine değer veriyoruz; onun fikri bizim ona verdiğimiz paradan daha değerli birşey. İsterse bizim verdiğimiz parayı batarsın, orasında değiliz, yeter ki bir fikri olsun, o fikri hayata geçirmek için teşebbüs etsin. 2011’de 288 kişiyi destekledik, 2012’den itibaren her yıl 500 genci desteklemeyi hedefliyoruz” dedi.

-“YERLİ OTOMOBİLDE RAPORU ALDIKTAN SONRA, İSTEKLİ ÜRETİCİLERLE BİRARAYA GELECEĞİZ”-

Türkiye’de üretilecek otomobilin alelade bir araç olmayacağını, orta gelir grubunun binebileceği bir otomobil olacağını söyleyen Ergün iç piyasada ise otomobil satışlarının birkaç yıl içerisinde 1 milyon adet seviyesine ulaşabileceğini vurguladı. Ergün, “Ben yerli otomobilin, pazar 1 milyon adete ulaştığında yüzde 20 pay alarak 200 bin adet satılabileceğini düşünüyorum” dedi. Bu konuda Otomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) kapsamlı bir rapor hazırladığını hatırlatan Ergün, raporun 15 Eylül’den sonra kendileri ile paylaşılabileceğini açıkladı. Raporu aldıktan sonra üretimle ilgili bir sürecin de başlatılmış olacağının altını çizen Ergün, “Bu konuda istekli olanlar elbette var. Bu isteklilerle raporu da aldıktan sonra biraraya geleceğiz. Böylece üretimle ilgili süreci de başlatmış olacağız. Bu çalışma sadece fosil yakıtlarla ilgili değil, elektrikli araçlar için de söz konusu olacak. Çünkü elektrikli araçlara gidişin varolduğunu görüyoruz” dedi. (ANKA/SON)
(HMD/ORH)

Share this:
Share this page via Email Share this page via Stumble Upon Share this page via Digg this Share this page via Facebook Share this page via Twitter

Related Images: